İçeriğe geç

Sağlık memurları kimlerdir ?

Sağlık Memurları Kimlerdir? Görünmez Omurgayı Konuşmanın Tam Zamanı

Bu yazı, yerleşik hiyerarşileri sorgular. Rahatsızlık vermesi amaçtır.

Merhaba; sözü dolandırmayacağım. Sağlık sisteminin en çok konuşulan figürleri doktorlar ve hemşireler olabilir ama sahadaki yükün önemli bir kısmını taşıyan bir grup var: sağlık memurları. Onlar olmadan aşı takvimleri işlemez, filyasyon yürümez, çevre sağlığı denetimleri aksar, okul sağlığı programları tıkanır. Yine de kamusal tartışmada adları en az geçenlerdir. Bugün, “Sağlık memurları kimlerdir?” sorusunu sırf tanım yapmak için değil, sistemin zayıf halkalarını göstermek için masaya yatırıyorum.

Sağlık Memurları Kimlerdir? Tanımın Ötesinde Bir Rol

Sağlık memurları; birinci basamakta, toplum sağlığı merkezlerinde, aile hekimliği birimlerinde, okul ve işyeri sağlığında, saha programlarında çalışan; bağışıklama, bulaşıcı hastalık sürveyansı, kronik hastalık izlemi, çevre ve su güvenliği denetimleri, risk iletişimi ve sağlık eğitimi gibi operasyonel omurga görevleri üstlenen profesyonellerdir. Çoğu zaman bürokrasi ile sahadaki gerçek arasında aracı rolü üstlenir; sistemi vatandaşa, vatandaşı da sisteme tercüme ederler. Peki sorun nerede başlıyor?

Zayıf Yönler: Tanım Var, Yetki Bulanık

Sağlık memurluğunun en büyük açmazı rol belirsizliği. Mevzuat satırlarında yazan görevlerle sahada beklenenler arasında çoğu yerde uçurum var:

– Yetki-sorumluluk çelişkisi: Denetler, raporlar, uygular; fakat kritik anlarda karar yetkisi sınırlıdır. Sorumluluk ağır, imza yetkisi dar olunca hatanın politik bedeli sahaya yıkılır.

– “Her işi yapan” sendromu: Aşı lojistiğinden eğitim seminerine, filyasyondan veri girişine kadar uzayan liste, mesleki derinliği sığlaştırır.

– Eğitim ve standardizasyon boşluğu: Bölgeye, kuruma ve yönetime göre değişen uygulamalar, aynı unvanı taşıyanların bambaşka iş tanımlarıyla çalışmasına yol açar.

Provokatif soru: Bir unvan, üç ayrı kurumda üç farklı meslek olarak yaşayabiliyorsa orada meslek mi vardır, yoksa ucuz emek kategorisi mi?

Performans Baskısı ve Görünmez Emek

Dijital gösterge panelleri, performans puanları ve KPI’lar… Hepsi ölçülebilirlik adına. Fakat:

– Sayılar hikâyeyi yutar. Aşı oranı yüzde 95 görünebilir; o yüzde 5’e ulaşmak için kapı kapı dolaşan emeğin adı rapora sığmaz.

– Bürokrasi sahayı esir alır. Formlar, modüller, kodlar; vatandaşla geçirilen zamanı kısaltır.

– Psikososyal yük görünmezdir. Salgın, afet, şiddet riski, hakaret… Raporlanmayan, konuşulmayan bir yıpranma.

Provokatif soru: Bir ekranın yeşile döndüğü gün “başarılı” sayılıyorsak, kapısı zili olmayan hanelere kim, ne zaman, hangi araçla ulaşacak?

Hiyerarşi, İtibar ve Adalet: Kimin Bilgisi Değerli?

Sağlık memurları çoğu zaman alt-orta basamak bir hiyerarşide sıkışır. Bu sıkışma üç düzeyde yaşanır:

1. İtibar ekonomisi: Klinik anlatıların parladığı bir kültürde toplum sağlığı işlerinin “rutin” görülmesi, emeğin değerini düşürür.

2. Ücret ve kariyer: Ücret skalası ile iş yükü, risk ve uzmanlık derinliği çoğu kurumda paralel ilerlemez. Yatay ilerleme olanakları sınırlıdır; dikey ilerleme ise idari kadrolara kapanır.

3. Söz hakkı: Saha bilgisinin politika döngüsüne girişi zayıftır. Oysa sahadan gelen uyarılar, erken alarm sistemlerinin can damarıdır.

Provokatif soru: Sahada üretilen bilgi karar masasına girmiyorsa, kanıta dayalı sağlık sözü ne kadar gerçektir?

Risk Yönetimi mi, Riskin Devri mi?

Aşılama, su ve gıda güvenliği, vektör kontrolü… Hata payı az, risk yüksek. Ancak koruyucu ekipman, saha aracı, eğitim zamanı ve yasal koruma her zaman eşlik etmez. Bu, kurumsal riskin bireyin sırtına devredilmesi anlamına gelir. Afetlerde ve salgınlarda tablo daha da keskinleşir: Esnek çalışma adı altında sınırsız ulaşılabilirlik beklenir.

Provokatif soru: Kurumsal risk yönetimi prosedürleri, sahadaki tek bir memurun omuzlarında mı başlıyor?

Halkla İlişki: Güven İnşa Etmek İçin Güvenceli Çalışma

Toplumla temas işidir bu. Güven ve ikna gerektirir. Fakat geçici görevlendirmeler, tayin yükü, personel açığı sürekliliği bozar. Mahalleyle kurulan bağ kopunca, aşı tereddüdünden vektör kontrolüne kadar her başlıkta tekrar başa dönülür. Kurumun hafızası bireyin ajandasında kalır; kişi gidince hafıza da gider.

Provokatif soru: Toplum sağlığı, kısa süreli projelerle mi; yoksa kök salmış kadrolarla mı inşa edilir?

Çözüm İçin Cesur Öneriler (Evet, Tartışalım!)

– Net ve tekil görev tanımı: Ulusal düzeyde standardize edilmiş, kurumlar arası geçişte bozulmayan görev-yetki çerçeveleri.

– Klinik olmayan uzmanlık merdiveni: Saha ustalığını ödüllendiren, ücret ve unvanla teşvik edilen kariyer basamakları.

– Saha bilgisinin karar döngüsüne entegrasyonu: Her ilçe/il için düzenli “saha raporu → politika” kanalı; geri bildirim zorunluluğu.

– Gerçek performans metrikleri: Yalnızca sayı değil; erişilmesi zor nüfusa temas, eğitim kalitesi, risk iletişimi becerisi gibi nitel göstergeler.

– İş sağlığı ve güvenliği güvencesi: Afet/salgın protokollerinde açık risk paylaşımı, ekipman ve psikososyal destek standardı.

– Toplumla uzun vadeli ilişki: Bölge temelli, görevde sürekliliği koruyan kadro planlaması.

Son Söz: Görünmez Omurgayı Görünür Kılmak

“Sağlık memurları kimlerdir?” sorusunun cevabı bir paragrafla geçiştirilemeyecek kadar kritik: Onlar, toplum sağlığının görünmez omurgası. Bu omurgayı güçlendirmeden süslü reformlar çöker. Cesur olmak zorundayız: Unvanlara saygı talep etmiyoruz, emeğin hakkını istiyoruz.

Provokatif sorularla kapatıyorum:

Sağlık memurlarının yetkisi sahadaki sorumluluğa denk getirilmeden kalite artar mı?

Performans panelleri yeşile dönünce toplum sağlığı gerçekten iyileşir mi?

Eğitim ve kariyer merdiveni klinik dışı uzmanlıkları tanımadan adalet mümkün mü?

Yorumlarda buluşalım; tartışalım, itiraz edelim, yeniden düşünelim. Çünkü mesele kişisel değil: Mesele, toplumun sağlığı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino mecidiyeköy escort
Sitemap
prop money